Sağlıklı Yaşam İçin 10 Adım
02 Mayıs 2023


Sağlıklı yaşam için 10 adım

Dünya Sağlık Örgütü, veya kısaca DSÖ (WHO), azalan kaynaklar, iklim değişikliği, salgın hastalıklar, tüketim trendleri vb. değişen dünya düzenini göz önüne alarak belirli periyotlarla sağlıklı yaşam için uyulması gereken kurallar, yapılacaklar listesi gibi önemli ipuçları yayınlıyor. İşte DSÖ’nün sağlıklı yaşama götüren 10 adımlık eylem planı.


 

Dengeli beslenin

Meyve, sebze, baklagil, kabuklu yemiş ve tam tahıllar da dahil olmak üzere farklı yiyecekleri bir arada yiyin. Yetişkinler günde en az beş porsiyon (400 gr) meyve ve sebze yemelidir. Yemeğinize her zaman sebzeleri ekleyerek meyve ve sebze alımınızı artırabilirsiniz. Atıştırmalık olarak taze meyve ve sebzeleri yemek ve bunları mevsiminde yemek önemli. Sağlıklı beslenerek yetersiz beslenme ve diyabet, kalp hastalığı, felç ve kanser gibi bulaşıcı olmayan hastalıklara yakalanma riskini önemli ölçüde azaltabilirsiniz.

Tuz ve şekeri azaltın

DSÖ’ye göre Filipinliler önerilen sodyum miktarının iki katını tüketiyor ve bu da onları yüksek tansiyon riskine sokuyor. Bu da kalp hastalığı ve felç riskini artırıyor. Çoğu insan sodyumunu tuzdan alır. Tuz alımınızı günde 5 grama (yaklaşık bir çay kaşığın) düşürün. Yemek hazırlarken tuz, soya sosu, balık sosu ve diğer yüksek sodyumlu çeşnilerin miktarını sınırlayarak bunu yapmak daha kolaydır.

Öte yandan aşırı miktarda şeker tüketmek de diş çürümesi ve sağlıksız kilo alma riskini artırır. Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda, şeker alımı toplam enerji alımının yüzde 10'undan daha azına düşürülmelidir. Bu, bir yetişkin için 50 gr veya yaklaşık 12 çay kaşığına eşdeğerdir. DSÖ, daha sağlıklı yaşam için toplam enerji alımının yüzde 5'inden daha azının tüketilmesini öneriyor. Şekerli atıştırmalıklar, şekerlemeler ve tatlandırılmış içecek tüketimini sınırlayarak şeker alımını azaltabilirsiniz.

Zararlı yağlardan uzak durun

Tükettiğiniz yağlar, toplam enerji alımınızın yüzde 30'undan az olmalıdır. Bu, sağlıksız kilo alımını ve bulaşıcı olmayan hastalıkları önlemeye yardımcı olacaktır. Doymamış yağlar, doymuş yağlara ve trans yağlara tercih edilmelidir. DSÖ, doymuş yağların toplam enerji alımının yüzde 10'undan daha azına düşürülmesini önermektedir.

Tercih edilen doymamış yağlar balık, avokado ve kuruyemişlerde ve ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola ve zeytinyağlarında bulunur. Doymuş yağlar yağlı et, tereyağı, hurma ve hindistancevizi yağı, krema, peynir, saf yağ ve domuz yağında; trans yağlar ise fırınlanmış ve kızartılmış yiyeceklerde, önceden paketlenmiş atıştırmalıklarda, dondurulmuş pizza, kurabiye, bisküvi, yemeklik yağlar ve sürülebilir yiyeceklerde bulunur.

Fiziksel aktiviteden kaçmayın

Fiziksel aktivite, enerji harcamayı gerektiren ve iskelet kasları tarafından üretilen herhangi bir vücut hareketi olarak tanımlanır. Bu, çalışırken, oynarken, ev işlerini yaparken, seyahat ederken ve eğlence amaçlı faaliyetlerde bulunurken gerçekleştirilen egzersiz ve faaliyetleri içerir. İhtiyaç duyduğunuz fiziksel aktivite miktarı yaş grubuna göre değişir. Ancak 18-64 yaş arası yetişkinler hafta boyunca en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapmalıdır. Ek sağlık yararları için orta yoğunluktaki fiziksel aktiviteyi haftada 300 dakikaya çıkarın.

Kan basıncınızı düzenli olarak kontrol edin

Hipertansiyon veya yüksek tansiyon "sessiz katil" olarak adlandırılır. Bunun nedeni, hipertansiyonu olan birçok kişinin herhangi bir semptomu olmayabileceği için sorunun farkında olmamasıdır. Kontrolsüz bırakılırsa hipertansiyon kalp, beyin, böbrek ve diğer hastalıklara yol açabilir. Tansiyonunuzu düzenli olarak kontrol ettirin. Kan basıncınız yüksekse, bir sağlık görevlisinin tavsiyesini alın. Bu, hipertansiyonun önlenmesi ve kontrolünde hayati önem taşır.

Güvenmediğiniz suları içmeyin

Güvenli ve temiz olmayan su içmek kolera, ishal, hepatit A, tifo ve çocuk felci gibi su kaynaklı hastalıklara yol açabilir. Dünya çapında en az 2 milyar insan, dışkı ile kirlenmiş bir içme suyu kaynağı kullanıyor. İçtiğiniz suyun güvenli olduğundan emin olmak için yetkili su satıcınıza veya su doldurma istasyonuna danışın. Kaynağından ve temizliğinden emin olmadığınız suyu içmek zorunda kaldıysanız en az bir dakika kaynatın. Bu, sudaki zararlı organizmaları yok edecektir. Kaynattığınız suyu İçmeden önce soğumasını bekleyin.

Gereksiz yere antibiyotik kullanmayın

Antibiyotik direnci, günümüzün en büyük halk sağlığı tehditlerinden biri. Antibiyotikler gücünü kaybettiğinde, bakteriyel enfeksiyonların tedavisi zorlaşır ve bu da daha yüksek tıbbi maliyetlere, uzun süreli hastanede kalış sürelerine ve artan ölüm oranlarına yol açar. Antibiyotikler, insanlarda ve hayvanlarda yanlış kullanım ve aşırı kullanım nedeniyle güçlerini kaybediyor. Kalifiye bir sağlık profesyoneli tarafından reçete edilmedikçe antibiyotik kullanmayın. Ve bir kez reçete edildiğinde, tedavi günlerini talimatlara göre tamamlayın. Antibiyotiklerinizi başkalarıyla paylaşmayın.

Ellerinizi sık sık yıkayın

El hijyeni sadece sağlık çalışanları için değil herkes için çok önemlidir. Buna ne yazık ki Covid-19 dolayısıyla bir kere daha çarpıcı bir şekilde şahit olduk. Temiz eller bulaşıcı hastalıkların yayılmasını büyük oranda önler. Elleriniz gözle görülür şekilde kirlendiğinde sabun ve su kullanarak yıkamalı veya alkol bazlı bir ürün kullanarak ellerinizi ovmalısınız.

Yiyeceklerinizin temizliğinden emin olun

Zararlı bakteriler, virüsler, parazitler veya kimyasal maddeler içeren güvensiz yiyecekler, ishalden kansere kadar 200'den fazla hastalığa neden olur. Marketten yiyecek satın alırken, yemenin güvenli olduğundan emin olmak için etiketleri veya ürünün kendisini mutlaka kontrol edin. Yemek hazırlarken şu adımları uyguladığınızdan emin olun: (1) temiz tutun; (2) çiğ ve pişmiş olarak ayırın; (3) iyice pişirin; (4) yiyecekleri güvenli sıcaklıklarda tutun; ve (5) temiz su ve hammadde kullanın.

İçinize kapanmayın

Depresyon, dünya çapında 260 milyondan fazla insanın etkilendiği yaygın bir hastalıktır. Depresyon farklı şekillerde tezahür edebilir. Kendinizi umutsuz veya değersiz hissetmenize neden olabilir veya olumsuz ve rahatsız edici konular hakkında çok fazla düşünebilirsiniz. Bunu yaşıyorsanız, yalnız olmadığınızı unutmayın. Bir aile üyesi, arkadaş, meslektaş veya akıl sağlığı uzmanı gibi güvendiğiniz biriyle nasıl hissettiğiniz hakkında mutlaka konuşun. Gerektiğinde profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.